22 Nisan 2015 Çarşamba

Kişiye göre planlanan ameliyat: Yüz gerdirme

Yaygın olan estetik operasyonlardan bir tanesi de yüz gerdirme ameliyatları... Bilinen bir tedavi olarak görülse de; tam olarak tanımı yapılamayan bir tedavi çeşidi olduğunu söyleyebiliriz.  Yıllar geçtikçe ortaya çıkan yaşlılık belirtileri insanları bu operasyonu yaptırmaya iten en önemli etken. Yüz gerdirme operasyonlarına dair Plastik cerrah Oytun İdil ile konuştuk.

Oytun İdil ile yüz gerdirme ameliyatlarını konuştuk.


''Nedir yüz gerdirme?'' diye sorduğumda, ''herkes bunu soruyor'' diye gülerek yanıt veriyor Oytun İdil. Soruma ek olarak; kendilerini arayan hastaların ikinci olarak işin fiyat kısmıyla ilgilendiğini belirtiyor. İdil, tedavinin hasta bazlı olduğunu bu sebeple ameliyattaki en önemli kısım olarak bunu gördüğünü söylüyor; ''Yüz germe ameliyatları kişiye göre planlanan bir ameliyat türüdür. Boyundan alna kadar hangi bölgelerin gerileceğine bakmanız lazım. Bazı hastanın sadece göz çevresinin gerilmesi gerekiyor bazısında ise yanak bölgesinin gerilmesi yeterli oluyor. Bazısının yanak ve boynunu germek gerekir. Böyle birbiriyle girişik birkaç bölge vardır. Hastayı görüp ona göre planlarsın. Bu sebepten; sabit bir ücret ve plandan bahsedemeyiz. Bazı hastada kapalı yöntem, bazısında ise açık yöntem kullanmak gerekir. Bu, yerine göre değişir. ''

Çok sayıda yüz gezdirme tekniği olduğunu görüyorum ufak bir araştırma sonucunda. Fakat Oytun İdil, yöntemler arasında ayrım yapmanın, doğru-yanlış belirlemenin sağlıklı olmadığı kanısında: ''Çok yanlış bir anlayış var. 'Hangisi daha iyi, kapalı mı açık mı?' diye soruyorlar mesela. Hiç alakası yok. Biri birinin üstüne gelmez. Bunlar birbirlerinin alternatifi değildir yani. Her birinin yeri farklıdır.''


Plastik cerrahi uzmanı Oytun İdil.

Bu noktada açık ve kapalı ameliyat arasındaki farkı soruyorum kendisine, yanıtlıyor; ''Kapalı yüz germe uzun dönemlik iş. Açık yüz germe biraz daha çabuk iş. Kapalı yöntem daha çok yüzün üst kısmına, daha doğrusu orta kısmına, etkilidir. Göz çevresine, elmacık kemik bölgesine... Kapalı yöntem, saçın içinden girilerek yapılır. Hemen kemiğin üzerinden sıyırarak gelirsin. Çok derin olabilecek dokulardan girilir. Açık yöntem, kulak önünden yapılır. Dikiş izi kalır. Çok ince bir çizgi şeklinde kalıyor. Yanaktaki bazı katmanların arasından yapılır. Bu biraz tecrübe ister. O katmanları kaldırabiliyorsanız, orada bir tabaka ile karşılaşırsınız ve bu tabaka çok incedir. Bazen o kadar ince oluyor ki arkası görünüyor. O tabakayı güzelce soyarsanız, kaldırabilirseniz yüz germeyi çok güzel sağlarsınız. Zaten onu gererek yüz germe yapıyorsun. Boynu germek gerekebilir. Boyundaki kas yapısı sarkmışsa, boyunda çizgi çizgi çıkar kaslar, onları düzeltme yapmak gerekebilir. Bazen kası bir yerlerde kesip şeklini değiştiriyoruz. Açılabilir boyun görüntüsü vermeye çalışıyoruz.''

En fazla iki ameliyat
Yüz gerdirme ameliyatlarında yapılan bir ameliyatın 15-20 yıl etkili olduğunu söylüyor Doktor İdil. Bir insanın da ömrü gereği en fazla iki kez yüz gerdirme ameliyatına ihtiyaç duyduğunu ekliyor: ''Genelde iki defa ameliyat olur. Bir ameliyat geçirdiyse o ameliyatın etkisi 10-15 sene devam eder. Belki 15 sene sonra ikinciyi olur, üçüncü kez olan çok azdır.'' 

Yıllar sonra yapılan ikinci ameliyatın zorunlu olmadığını belirten Oytun İdil, bu durumun ihtiyaç dahilinde gerçekleşebileceğini belirtiyor: ''İkinci ameliyat ihtiyaçla bağlantılı. Komplikasyon falan olursa onu saymayalım. Bahsettiğim şey o değil. İlk ameliyattan sonra ikinci yüz gerdirme ihtiyacı en az 10-15 sene sonra ortaya çıkar. O zaman olursa ikinciyi olur. Ama üçüncüyü olan hasta çok azdır. 40 yaşında ilk yüz gerdirme ameliyatını olduysa hasta, muhtemelen ikinci gerdirmesi 55-60 yaşında olur. Ondan sonra da olmaz zaten.''

Ameliyat sonrası
Yüz gerdirme operasyonlarının hastalar üzerindeki etkisini soruyorum bu kez Oytun İdil'e. Kendisi, hastaların iyileşme süresinin uygulanan tedavi yöntemine bağlı olarak değişiklik gösterdiğini ifade ediyor: ''Endoskopik yüz gerdirmenin iyileşme süresi uzun sürer. Bir-bir buçuk ayı en fazla iki ayı geçmez. Bu da hastanın durumuna ve kendisine uygulanan tedavi yöntemine bağlı.''

Yüz gerdirme ameliyatlarında son dönemde önemli bir değişiklik söz konusu. Artık bu ameliyatlar tek başına yapılmıyor. Operasyon esnasında yüze yağ enjeksiyonu da yapılıyor. Oytun İdil'den bu konu hakkında fikirlerini alıyorum: ''Son yıllarda yüz gerdirmeyle fix olarak yaptığımız bir şey var: Yüze yağ enjeksiyonu. Çünkü eskiden hastalar ameliyat olduktan sonra ilk bir aydaki dolgunluğu, yüzündeki şişkinliği daha sonra aradıklarını söylüyorlar. Yüzün şişliği indikçe keşke o şişlik biraz kalsaydı diyorlar. Çünkü yüz germede, sarkma dışında biraz hacim kaybı da oluyor mutlaka. Biz o yüzden yüz gerdirme yaptığımızda o hacmi yerine koymak için yağ enjeksiyonu da yapıyoruz. Uzun bir süre hastanın yüzündeki o estetik dolgunluğu sağlıyor.''

TÜR: Fotoğraflı haber
FOTOĞRAF: Hakan İnci

13 Nisan 2015 Pazartesi

Estetik diş hekimliğinde yeni trend: Gülüş tasarımı

Gülüş tasarımı; insanların istekleri ve hekimlerin analizleri sonucunda ortaya çıkan bir durumdur. Yalnızca dişlerin güzel gözükmesi değil, yüz hatlarında uygulanacak olan değişimler de gülüş tasarımının kapsamı içinde yer alır. Gittikçe yayılmaya başlayan bu yeni trend hakkında doktor Muhammet Saka ile konuştuk.

Muhammet Saka ile ofisinde konuştuk.

Doktor Saka'dan, gülüş tasarımının tam olarak ne olduğunu anlatmasını istediğimde net bir tanımının olmadığını, çok geniş kapsamlı bir şeyden söz edildiğini aktarıyor. Saka, son yıllarda diş hekimliğinin estetikten çıkıp, kozmetik bir branş haline geldiğini belirtiyor. Kendilerine başvuran insanların gülüş tasarımını yalnızca ''dişlerin güzel gözükmesi'' olarak bildiğini, tedaviye başlamadan evvel hastanın analiz edilmesi gerektiğini söylüyor.

''Bazı gereksiz tedaviler ve beklentiler; hastaların kafasında bakımlı olmayı, ön dişlerin kusursuz ve beyaz olmasından geçtiğine dair yanlış bir algı oluşturuyor. Bu çok yanlış bir bakış açısı. Bu yüzden, tedaviden önce hastayı çok iyi analiz etmemiz gerekiyor. Gülüş tasarımı; öncelikle dişlerin doğru şekilde konumlandırılması demektir. Bu sebepten dolayı; tedaviden önce ortodontik  bir destek almamız gerekir. Kişinin neye ihtiyacı varsa ona yönelik fakat ortalama şeyler. Örnek vermek gerekirse; sizin bir gülümsemeniz var ve konuşurken mutlaka dişlerinizin gözükmesi gerekir. Bu görünürlükle ilgili hastanın belli bir ihtiyacı var mı yok mu bunu değerlendirmeliyiz.''

Dr. Muhammet Saka'nın operasyon öncesi çalışma yaptığı maket.


Tedavi yöntemleri
Gülüş tasarımı yapılan hastaya uygulanabilecek çok sayıda tedavi yöntemi var. Hangi tekniğin uygulanacağına ise hastanın durumu ve doktorun analizine göre karar veriliyor. Muhammet Saka'ya hastalarında en çok uyguladığı tedavi yönteminin ne olduğunu soruyorum; ''Hastanın ihtiyacına göre değişiyor.. Hasta geldi, diş etleri güldüğünde daha çok gözüküyor. Belli sınırlar dahilinde biz o diş etlerini yukarı alabiliyoruz. 3 milim kadar izin veriyor, onu geçtiğimizde ufak cerrahi yapıp kemik seviyesine düzeltmeler gerekebiliyor. O hastanın bu diş etlerinin görünürlüklerini yukarı aldığımızda Gingivektomi ve Gingivoplasti ile ya da Alloplasti yöntemleriyle o hastanın kısa kısa gözüken dişlerini daha görünür hale getirdiğimizde olayı çözmüş oluyoruz. Buna benzer şeyler.''


Makete takılan eklemeler.


Tedaviyi etkileyen faktörler
Muhammet Saka, tedaviyi etkileyen çok sayıda farklı faktör olduğunu belirtiyor. Hastanın cinsiyeti, yaşı, dudakları ve diş etleri gibi faktörülerin tedaviyi doğrudan etkilediğini söylüyor. Saka, bir örnekle yaş faktörünün tedavi üzerindeki önemini anlatıyor: ''Çocuklara bakarsanız dişlerinin uçlarında transparanlıklar ve doğal sivrilikler görürsünüz. Ama o yıllara bağlı dentin dediğimiz minenin iç tabakasındaki katman sürekli kendini yeniler, sürekli dentin oluşur ama mine oluşmaz. Yaşa bağlı olarak dişlerin tonları koyulaşır ve o uçlarındaki mineler aşınır. Mamelonlar, transparanlıklar gider. 50 yaşında kadın bir hastamız geldiğinde ona 20-30 yaşında yapacağınız ön grupta bir lamine çalışmasında verdiğiniz transparanlığı ona vermeye kalkarsanız çok doğal durmaz. Yaşa göre o doğallığında o kadar derin efektler yoktur.''


Ofiste bulunan ekipmanlar.


Mock-up yöntemi
Gülüş tasarımına dair ufak bir araştırma yaparsanız karşınıza en çok çıkacak şeylerden biri mock up'tır. Tedavi sonrası görünüm bu işlem sayesinde demo olarak kaydedilip, hastanın beklentilerine göre bazı değişiklikler yapılabilir. Muhammet Saka'ya bu yöntemin önemini soruyoruz, yanıtlıyor; ''Bu yöntem önemlidir çünkü hasta, yapılacak olan yeni dişleri uzun yıllar taşıyacak. O yüzden de mock-up dediğimiz yöntemle hastanın modellerini elde edip, bu modellerin üzerinde wax up dediğimiz mumla çalışmalar yaparak çıkan sonucu hastanın ağzına transfer ediyoruz. Tedavinin sonucuyla ilgili bize önceden fikir veriyor, bu açıdan çok değerli buluyorum.''

Muhammet Saka, kendisine gülüş tasarımı yaptırmak için gelen hastasıyla konuşarak, sorunun ne olduğunu ve neler yapılabileceğini anlatıyor.




TÜR: Multimedya haber
FOTOĞRAF/VİDEO: Oğuzcan Akgöl-Hakan İnci

5 Nisan 2015 Pazar

Medikal cilt bakım yöntemi

Cildin özel ihtiyaçlarını karşılamak üzere uygulanan cilt bakımı tedavisi, rağbet gören bir uygulama. Yapılan bu bakım birçok faydayı da beraberinde getiriyor. Medikal cilt bakımını, estetisyen Ayşe Baş Ateş ile konuştuk.



TÜR: Video Haber
VİDEO: Hakan İnci

3 Nisan 2015 Cuma

Estetik operasyonlar öncesi hasta psikolojisi

Gerçekleştirilen estetik operasyonlar kadar önemli olan bir diğer husus da hastaların psikolojisi. Operasyon öncesi hastanın kafa olarak ameliyata hazır olması en az ameliyat kadar önemli. Peki doktorlara bu konuda düşen görevler neler? Hasta psikolojisini, psikolog Mandis Deryani ile konuştuk.

Mandis Deryani konuşurken.


Operasyon öncesi dönem
Estetik ameliyat yaptıran insanlar için operasyon öncesi dönem çok önemli. Keyfi ya da zaruri; her iki durumda da insanların buna ön hazırlık yapması gerekiyor. Mandis Deryani, bu konunun üzerinde durdu; ''Bu tarz ameliyatlardan önce insanların geçirmiş olduğu psikolojik süreç çok önemli. Çünkü yapılan ameliyatlar kalıcıdır ve geri dönüşü olmaz. Mutlaka; doktor, uzman, gittiği klinik her neresiyse bu kişiyi psikolojik teste sokmalıdır. Kişi kendisiyle barışık mı, akli dengesi yerinde mi, başka sıkıntıları var mı, kişiliği yeterince gelişmiş midir bu gibi sorulara cevap bulunmalıdır. Çünkü çok genç yaşta ameliyata girenler var. Mutlaka birtakım testlerden geçip daha sonra operasyona alınmalılar.''


Operasyon öncesinde ''mutlaka yapılmalı'' denen bir süreç yok. Mandis Deryani, bunun önemine değiniyor; ''Malesef ülkemizde ameliyattan önce insanların teste girmesi gibi bir zorunluluk yok. Oysa bunun olması gerekir. Çünkü daha önce de bahsettiğim gibi; insanda kalıcı izler bırakabilecek ameliyatlardan söz ediyoruz. Çoğu insan istediği merkeze gidip rahatlıkla ameliyat yaptırıyor. Fakat sonucu kimse bilmiyor. Ameliyat başarıya ulaştı mı, kişi yeni halinden memnun kaldı mı öğrenilmediği durumlar olabiliyor. Oysa bu çok önemli çünkü ameliyattan sonra bu tarz vakalarda intihara kadar gidenler var.''


Röportajı gerçekleştirdiğimiz 'pedamed' psikiyatri merkezi.
''Bazı doktorlar bu durumu ticaret olarak görüyor''
Mandis Deryani, bazı doktorların hasta sağlığından ziyade paraya daha çok önem verdiğini ve hasta kaybetmemek için de hastalarını herhangi bir teste sokmayıp, direkt ameliyata aldığını söylüyor: ''Estetik ameliyatı yapan doktorların büyük çoğunluğu operasyon öncesi dönemin mühim olduğunun farkında. Kimi etik davranıp yapılması gereken testleri yaptırıyor, kimi ise bu durumu ticaret olarak görüp susmayı yeğliyor ve herhangi bir teste tabi tutmuyor hastalarını. Doktorlar, ameliyatlardan önce hastalarıyla anlaşma imzalayarak kendilerini bir nevi sağlama alıyor.''

Estetik operasyonlardaki ön hazırlık
Bazı bilinçli hastaların kendi ön hazırlıklarını yaptıklarını biliyoruz. Peki hastanın kendini hazırlaması mümkün mü? Mandis Deryani, bu durumun kesinlikle hasta inisiyatifine bırakılmaması gerektiğini söylüyor; ''Öncelikle hastanın sağlığından emin olmak gerekiyor. Bu ameliyat sağlığını etkileyecek mi, daha önceden herhangi bir kaza geçirdi mi? Bu gibi sorulara cevap bulmak gerekiyor öncelikle. Belirli şeyler kabul edilebilir ancak doktorun mutlaka bütün ihtimalleri ve elindeki bilgileri hastasıyla paylaşması gerekiyor''. Zihnen hazır olmadığına kanaat getirilen ancak bu ameliyatı yaptırma konusunda da çok istekli bir hasta varsa, bu durumda ne yapılır? Deryani yanıtlıyor; ''Operasyon mutlaka ertelenmeli. Doktor burada da tüm bilgileri aktarıp, geri dönüşü olmadığını hatırlatarak hastaya düşünme süresi vermeli. Çünkü küçücük şeylerden bile ameliyata gelenler var. Bu ameliyatın gerekli olup olmadığını en ince detayına kadar incelemeliler.''

Mandis Deryani, soruları yanıtlarken.


Operasyon sonrası
Operasyona girmeden önce hastayı o duruma hazırlamak ne kadar önemliyse; sonrasında oluşması muhtemel psikolojik sıkıntılara hazırlık yapmak da o kadar önemli. Ameliyattan beklediği sonucu alamayan bir hastanın geri kalan hayatını bu şekilde yaşayacak olması, daha da önemlisi buna alışmak zorunda kalması, birtakım problemlere sebep olabilir. Mandis Deryani, geri dönüşün çok zor olabileceği bu durum sebebiyle mutlaka psikolojik bir yardım alınması gerektiğini söyledi: ''Tüm sıkıntılara rağmen şunu söylemeliyim; ameliyat masasına yatan hasta her şeyi kabul etmiştir. O sadece sonucu görmek ister. Eğer istediği sonucu göremezse bütün hayatı mahvolur. Çünkü bunu düzeltmek için tekrar ameliyatlara girmesi gerekir ve kendini tanımaz hale gelip, psikolojik sorunlar yaşar. Hem çevresi hem kendisi bu problemlerden sonuna kadar etkilenir. İstediği sonucu alamadığı için sosyal çevresinden kopup, intihara kadar uzayacak bir sürece dahi girebilir. O yüzden oldukça dikkatli olunmalı ve terapilere başlanmalıdır.''


TÜR: Fotoğraflı haber
FOTOĞRAF: Hakan İnci